.

.
.

12 Şubat 2020 Çarşamba

Ekonomisiyle, iklimiyle, yemekleriyle, ören yerleriyle, müzeleriyle, ünlü kişileriyle, efsaneleriyle... Türkiye’nin Kültür Atlası (Doğan Hızlan - Hürriyet Gazetesi, 9 Şubat 2020)


İş için bir şehre gittiniz.
İşinizi bitirdiniz, serbest zamanınız var, gelmişken o şehrin önemli yerlerini, müzelerini görmek istemez misiniz?
İş görüşmeleri yapmak üzere gideceğiniz şehrin ekonomik durumunu, ekonomik tarihini öğrenmek size zaman kazandırır, kısa sürede ciltler dolusu kitap yerine kısa, öz bilgiyi öğrenmek için ne yaparsınız?
Turistik amaçlarınızı da gerçekleştirebilirsiniz.
Yaşadığımız ülkenin ekonomisinden ünlü yerlerine, ünlü kişilerine, konumuna, iklimine kadar her şeyi bir ciltte bulabilirsiniz.
Bölge bölge size sunulan bilgi işinize, merakınıza, ilginize göre size her bilgiyi sunuyor.
Kenan Mortan-İbrahim Atalay’ın hazırladığı “Türkiye’nin Kültür Atlası” bütün bu soruların cevabını veriyor.
Sunu’da Kenan Mortan, kitabı, hazırlanış yöntemini, içeriğini anlatıyor: “Bu kitabın yazım düşüncesi bir kitaptan doğdu Prof. Dr. İbrahim Atalay’la birlikte yazdığımız ‘Türkiye Bölgesel Coğrafyası’ çalışması yedi baskı yaptı, ilgi gördü, sonuçta bir ders kitabıydı, belki de doğaldı.
Tam tamına 15 ilde, değişmez yol arkadaşım Osman S. Arolat’la yaptığım ‘iktisadi arkeoloji’ çalışmaları bu uzun sürecin öğretici bir başka halkasıydı.
Birikimlerim çeşitliydi. Yer yer bu bölgelerde iz bırakmış kişilerle oldu. Toplumsal yapının değişmesinde izi olan bu öncülerle kitabın ‘insani noktalar’ı oluştu. Kimi yerlerde ‘kemençe’ gibi salt bir kültür objeleriyle karşılaştım, bunlar ‘kültürel noktalar’ı oluşturdu.
Yazdıklarımın ne olduğu konusunu çok düşündüm: Anı olmadığı kesin. Bir gezi rehberi de değil. Zaten Anadolu üstüne yazılmış bu türde çok eser var.
Kanımca sorunun cevabını ‘kültürel ve iktisadi antropoloji denemesi’ olarak vermem gerekiyordu. Antropoloji bilimi, inanın doğal evrilmesini kapsasa da son 20–30 yılda insan-ekonomi, insan-kültür etkileşimine çok fazla yöneldi. Bu betimlemeyle, bu çalışmayı eline alan okuru ‘Soru soran bir Türkiye turu’na çıkarmak istiyorum. Okurumun bizzat bu yurt köşelerine gitmesini arzuluyorum. Onlar için ‘Ne?’, ‘Nerede?’, ‘Nasıl’ gibi kısa notlar düşerek, birebir deneyimlerini mümkün hale getirmeye çalıştım. Ama gidemeyecek olanların da kitap aracılığıyla benzer hisleri yaşamasını diliyorum.”
Ana ve ara başlılar şöyle sıralanıyor:
*Karadeniz
*Karadeniz Bölgesi bize ne söylüyor?
Genel olarak Karadeniz Bölgesi
Karadeniz Bölgesi nerede duruyor?
*Güneydoğu Anadolu
*Akdeniz
*Ege
*İç Anadolu
*Doğu Anadolu
*Marmara Bölgesi ve Trakya
Alt başlıklar bütün ana başlıklar altında tekrarlanıyor.
Sayfa düzeni nasıl yapılmış?
Karadeniz Bölgesi’ni örnek gösterelim:
Karadeniz’deki şehirler alt alta sıralanıyor.
*Jeomorfoji
*İklim
*Akarsular ve göller
*Bitki örtüsü
*Nüfus
*Tarım
*Ekonomik durum
*Bir deniz olarak Karadeniz
KEİB, bir Karadeniz havzası mı? Bu ana ve alt başlıklar altında.
Gezilecek yerler, görülecek yerler, o şehrin tanınmış adları, zaman zaman da edebiyatta yer alış şekilleri anlatılıyor.
*Bartın’a giderseniz ‘Garılar’ Pazarı’na uğrayın.
Bartın, yaklaşık 200 yıldır Amasya’yla birlikte ülkenin tek kadın pazarına ev sahipliği yapıyor.
Buranın tarihi, 19. yüzyılda başlayan ‘madende zorunlu çalışma’ (mükellefiyet rejimi) uygulamasına dayanıyor.
Gallar Pazarı da deniliyor.
*Safranbolu’ya gittiğinizde Safranbolu evlerini görün. Safranbolu Yemeniciler Arastası’nı da gezin. Burası UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi’ne alındı. Safranbolu Kent Tarihi Müzesi açıldı.
Emek verenleri unutmayalım:
Prof. Dr. Metin Sözen - Dönemin kaymakamı Muammer Aksoy Çelik Gülersoy.
‘ECEVİT ÇORBASI’ NASILDIR? NEREDE İÇİLİR?
Bülent Ecevit ailesinin soyadı Ecevit Kastamonu’daki Ecevit Geçidi’nden geliyor.
Bülent Ecevit’in babası Prof. Dr. Fahri Ecevit, Ankara Hukuk Fakültesi’ndeki derslerinde ‘Bizim Kastamonu’da’ diye başlayarak oranın yemeklerini anlatırmış.
Ecevit çorbasının en iyi adresi Küre’nin Uzunöz köyündeki Ecevit Hanı. Çorbanın malzemesi pirinç, su ve tuzdan oluşuyor.
Elbette yöresel tereyağı katmayı da unutmayın.
*1980 yılında yaşanan Çorum katliamı da Çorum tarihinde yerini alıyor.


BAKSI MÜZESİ
*Hüsamettin Koçan’ın kurduğu Baksı Müzesi Bayburt – Erzurum yönünde Baksı Köyü’nde 40 dönümlük bir alana yayılıyor.
Yerel çalışmaları destekliyor, sergiler açılıyor, yazın konserler veriliyor.
2014 yılında Avrupa Konseyi Müze Ödülü’ne layık görüldü.
Baksı’nın açılışında bulundum, orası için değil yalnızca Türkiye için önemli bir girişim.
*Samsun’a giderseniz, Bafra pidesi yemeden dönmeyin.
Lezzetin sırrı nereden geliyor?
Et, açık alanda beslenen büyükbaş hayvandan olacak. Manda tereyağı kullanılacak. Kıvamı kulak memesi yumuşaklığında olacak. Mutlaka odun fırınında pişecek.
Samsun’a hem üniversitede konferans vermeye, hem TÜYAP Kitap Fuarı için gittim.
Bir türküsünü de çok severim:
“Altın yüzük yaptırdım Samsun ustalarına
Doktor ilaç vermiyor sevda hastalarına”.
TERAZİYLE PİLAV ALINAN YER
*1853–1854 Kırım Savaşı’nda kıtlık yaşanıyor. İaşe az, pilav ve çok sulu hoşaf. Savaşın lojistik merkezi Trabzon. Trabzon Valisi Osman Bey merkezden bakın ne istiyor: “Hiç olmazsa iyi bir pilavcıbaşı gönderin.” İstanbul’da lakabı Kalkanoğlu olan Süleyman Ağa Trabzon’a gönderiliyor. Vali adil olması için pilavın tartılarak verilmesini istiyor. Kırım Harbi sona eriyor ama Süleyman Ağa buradakilerin düşkünlüğünü görünce kalıyor. Firmayı işletenler bugün beşinci kuşak. Sadece kavurma et ve pilav tartılıyor.
*Trabzon’un ilçesi olan Sürmene’nin bıçağı ilk olarak ‘Bıçak Oyunu’ horonunda kullanılmak için yapılmış.
Kitapta Yaşar Kemal’den ‘Anadolu gerçeği’ bölümünü mutlaka okuyun. Nice senaryoların onun eserlerinden çıktığını okuyacaksınız.
*Malatya denince kitapta kayısı maddesinin bulunduğunu söylemeye gerek var mı?
Bir kez üniverseteye konuşma için gittim. Kayısı çarşısını gezdim, estetik bir harikaydı. Malatya için, “Doğu Anadolu’nun Paris’i denildiğini de belirtelim.
Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde Elazığ, Hasan Ziyad Ülkesi olarak anılıyor. Padişahın adına atfen ‘Mamuret-ül-Aziz’ denilirdi bir zamanlar, halk Eaziz diyor, Atatürk’ün önerisiyle azık anlamında Elazığ oluyor.
Dileğimiz acılarının geçmesi, şehrin eski haline kavuşması. Aramızdan ayrılanları rahmetle anıyorum.
PUŞKİN ERZURUM’U YAZDI
*Ünlü Rus şairi Puşkin 1829’da başlayan Osmanlı–Rus Savaşı’nı gözlemlemek için Erzurum’a geliyor. 1835’te burada kalıyor. Günlük tutuyor, eskizler çiziyor. Sonra da bunları ‘Erzurum Yolculuğu’ adlı kitabında yayımlıyor.
*Erzurum’a uzak ilçelerden birinde yetişen İspir fasulyesi ünlüdür. Küçük ve lezzetlidir.
*Van kahvaltısı İstanbul’da birçok yerde sunuluyor.
Otlu peynirini de ben de seviyorum.
*Doğu Beyazıt’taki İshakpaşa Kalesi bir saray değil kale.
*Ağrı Dağı Efsanesi Yaşar Kemal’in ünlü kitabı
*UNESCO mirasında yer alan Diyarbakır Surları mutlaka görülmeli. Ben gezdim, gördüm. Belleğimde hâlâ yaşıyor.
*Göbekli Tepe’yi anlatmaya gerek yok.
*UNESCO Mardin’i de Yaşayan Tarihi Şehir olarak kabul etti. Mardin denince, kitaptaki Murathan Mungan portresini de okuyun.
*Antep Zeugma Müzesi de ihmal edilmemeli. Gezdim, gezmesem bilgim eksik kalacaktı.
*Antep’in yemekleri neden farklı?
Kitaptaki o bölümü Antep’e gitmeden önce okuyun.
Antep’e gittim, sofra zenginliğinin tanığı oldum.
*O bölümü okuduktan sonra Antep’e gidin.
*Ayrıca atasözlerini de okuyun.
*Elbet burada Antepli dostlarımı rahmetle anıyorum.
*Onat Kutlar’ı, Ülkü Tamer’i, Gürbüz Barlas’ı.
*Isparta’da İslamköy’deki Demokrasi ve Kalkınma Müzesi’ni ziyaret edin. Süleyman Demirel’in doğduğu yerdeki müzenin açılışına gittim, gezdim.
*Antalya’da Kale İçi Müzesi. Suna-İnan Kıraç’ın yaptığı kültür evi.
Antalya’ya özel bir sevgim ve bağlılığım var.
*Adana İnce Memed’in Çukurova’sı
ADANA’NIN ÜNLÜ SÜRGÜNLERİ
Adana’nın ünlü sürgünleri: Güzin ve Abidin Dino
Paris’e gittiler biri ünlü bir ressam ve yazar, diğeri de Türk edebiyatını tanıttı.
*Karatepe’nin Ecesi: Halet Çambel
*Aydın denince elbette Adnan Menderes. Rahmetle anıyoruz.
*Aphrodisias insanlığa ne söylüyor?
*İzmir’e değer katanların listesini inceleyin:
Adnan Saygun, Attilâ İlhan, Tarık Dursun K., Behçet Uz, Kâzım Dirik, S. Ferit Eczacıbaşı, Ekrem Akurgal, Samim Kocagöz, Dario Morano, Metin Oktay, Hikmet Kandeydi.
İzmir deyince bunları da listeye eklemeli: Gevrek, kumru, boyoz ve sübye.
*Konya Mevlânâ’nın şehri
*Çatalhöyük: 9 bin yıllık yerleşim
Yozgat’ın yüz akı: Abbas Sayar
Yılkı Atı, Can Şenliği’nin yazarı.
*Gönül Dağı’nda iki garip: Ertaşlar
*Kapadokya
*Sivas Kongresi
*Âşık Veysel
*Madımak katliamı
*Bursa: Zanaatın Çarşısı: İpek ve Koza Hanı
*Yeşil Cami
*Çanakkale: Troya Müzesi
*Çanakkale Şehitler Abidesi
*Edirne’nin Değerine Değer Katan İnsan Mimar Sinan, Selimiye
*Edirne’nin vazgeçilmezleri: Köfte ve tava ciğer
*İstanbul: Dünyada yaşayan en eski çarşı: Kapalı Çarşı
* * *
İYİ dolaşmalar dilerim.
**-Türkiye’nin Kültür Atlası, Kenan Mortan-İbrahim Atalay, Türkiye İş Bankası Yayınları

Doğan Hızlan (Hürriyet Gazetesi, 9 Şubat 2020)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder